Kafkasya nın sağlık ve gençlik iksiri olarak adlandırılan kefir görüntüsü ile yoğurdu andıran sıvı kıvamda fermente bir içecektir. İlk kefir tanelerinin ya da diğer adıyla da danelerinin nasıl yayıldığı hakkında genel bir bilgi olmamasına rağmen literatürlerden elde edilen bilgiler sonucunda Kefirin Orta Asya da göçebe olarak yaşayan Türkler tarafından 5000 yıl önce kullanıldığı bilinmektedir. Kuzey Kafkasya dağlarında yüzlerce yıl kefir üretiminin yapıldığına dair bilgiler mevcuttur. Hayvanların evcilleştirilmesi ile birlikte kefir üretiminde yanlarında bulunan hayvanların sütlerini kullanarak kefir yapılmıştır. Çeşitli sütlerden üretilebilen kefir (inek, keçi, koyun , deve buffalo vb ) “ Keyif” kelimesinden üretilmiştir. Bunun dışında Kefir “İyi hissedebilmek” “ iyi hissetmek” anlamında da yaygın olarak kullanılmaktadır Kefir Avrupa ve Orta Avrupa ülkelerinde kiaphur ,kefr , ,kanapon, ,kippe ,kefer kef veya kippi vb gibi çeşitli isimler ile kullanılabilmektedir.
Günümüze gelene kadar ünlü gezgin Marco Polonun seyahatlerinde kefirden bahsettiği ve Tibetli rahipler tapınaklarında kefiri şifa amacıyla dağıttıkları bilinir. Büyük Hun imparatoru Atillanın ordularının Roma ya saldırdığı dönemde Türklerin hastalıklara karşı dirençli olmaları ve kefiri kullanmaları o dönemlerde oldukça dikkat çekici bir veri olmuş ve Türklerin ne tükettikleri araştırılmıştır. Yapılan çalışmalarda uzun yaşamaları ile bilinen Kafkas halkının (120-140 yaş ) yapılan söyleşilerde ve araştırmalarda beslenmelerinde kefirin önemli bir yere sahip olduğu tespit edilmiştir. .Ayrıca Kafkasya da kanser vakalarının az veya hiç rastlanmamsının kefirin bir şifa kaynağı olarak kullanılmasının önemli olduğu belirtilmektedir..
-
Nobel ödüllü araştırmacı Elie Metchnikoff yaptığı çalışmalarla kefirin salya akışını aktive ettiğini ve ve intestinal bölgedeki sindirim salgılarını arttırdığını tespit etmiştir. Bu nedenle abdominal operasyonlar sonrasında sindirim sisteminin sağlığı için oldukça önemli olduğu kefirin kullanılmasının iyileşme sürecinde önemli etki sağladığı belirtilmiştir. Kefir 19. Yüzyılın sonuna doğru Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde ticari anlamda üretilmeye başlanmıştır. Tüketimi artmaya başlaması ile birlikte evlerde üretilip tüketilmesinin .Kefir hakkında ilk bilimsel çalışmalar Rusya da yapılmıştır. Pratik ilaç olarak sindirim sistemi rahatsızlıklarında kullanılmıştır.
-
Sovyetler Birliğinde ilk kez ticari üretimi başlayan kefirin günümüzde araştırmalar sonucunda birçok faydasının ortaya çıkması ile birlikte Norveç ,Romanya, Polonya, Çek Cumhuriyeti ,Almanya ,Macaristan ve Türkiye'de giderek artan üretim ve tüketimi mevcuttur. Kefir 21. Yüzyılın yoğurdu olarak tanımlanmaktadır.
Kefir tanelerinin ,süte ( keçi , koyun , inek ,deve , buffalo ) eklenmesi ile evde veya sanayide üretilen fermente ve Laktik Asit bakterilerinden zengin bir içecektir. Laktik asit bakterileri gıda fermantasyonunda kullanılan mikroorganizmalardır. Kefir taneleri patlamış mısır veya karnabahar görüntüsünde krem ,sarı renkte, düzensiz ve elastik yapıya sahiplerdir. Bakteri ve mayaları içinde bulunduran kefir tanelerinin yada granüllerinin etrafları polissakkarit matrikslerle ( zarla ) çevrilidir. Bu matrikste bulunan Laktik asit bakterileri ve mayaların sütü fermente etmesi sonucunda karbondioksit, laktik asit ,az miktarda alkol ve aromatik moleküller ortaya çıkartır . Bu bileşenlerden dolayı kefir, kendine ait tat, koku ve aromaya sahip olup çeşitli sağlığı koruyucu özelliklere sahiptir.
-
Kefire sağlık iksiri özelliği kazandıran bu özellikler tanelerde saklıdır. Fermantasyon sonrasında oluşan kefir taneleri kendini iyileştirebilmekte ve hijyene dikkate etmek kaydıyla tekrar kullanılabilme özelliğine sahiptirler. Günümüzde gelişen teknolojiler sayesinde kefir mayası farklı formlarda üretilerek ( şase ) evlerde kefir yapımı kolaylaşmakta ve kullanım giderek yaygınlaşmaktadır.
-
Kefirin mikrobiyolojik özellikler açısından oldukça önemli içeriklere sahiptir. Kefir bakteri ve mayaların simbiyotik topluluğundan oluşur.. Kefirin mikrobiyal bileşimi, kefir tanelerinin ya da kullanılan kültürün bileşimi ve miktarı, kültür ortamı, fermantasyon süresi, fermantasyon sıcaklığı, sütün cinsi, bileşimi ve depolama koşullarına göre değişiklik göstermektedir
-
Türk Gıda Kodeksi Fermente Süt Ürünleri Tebliği’ne göre ise kefir, fermantasyonda spesifik olarak Lactobacillus kefiri, Lactococcus ,Leuconostoc, ve Acetobacter cinslerinin değişik suşları ile laktozu fermente eden Kluyveromyces marxianus ve etmeyen Saccharomyces unisporus, Saccharomyces cerevisiae ve Saccharomyces exiguus mayaları içeren başlangıç kültürlerinin ( starter ) yada kefir tanelerinin kullanıldığı fermente süt ürünü olarak tanımlanmakta ve değerlendirilmektedir. Kefirin bileşimi kadar içeriğindeki bakteri ve mayaların sayısı da, ürünün kalitesi ve bioyararlalılığı açısından önemlidir Kefirin tadı laktik asit , formik ,süksinik asit, asetik ve propiyonik asit asetaldehid etanol, diasetilden kaynaklanmaktadır.
-
Temel olarak kefir mikrobiyotası, laktik asit ve asetik asit bakterileri ile laktozu fermente eden ve etmeyen mayalardan oluşmaktadır. Lactobacillus, Lactococcus, Leuconostoc cinsi bakteriler ve asetik asit bakterileri kefirde en fazla bulunan bakterilerdir Saccharomyces, Kluyveromyces ve Candida cinsleri ise maya popülasyonun önemli bir kısmını oluşturmaktadır .Türk Gıda Kompozisyonu Veri Tabanı’na göre 100 g kefirin bileşimde %88- 89 su, %3-6 karbonhidrat, %3-3.3 protein ve %1.6- 3.6 yağ bulunmalıdır. Kefirin pH’ı 4.2-4.6 arasında olması gerekmektedir.
-
Kefir besinsel olarak , kalsiyum, fosfor, magnezyum ve potasyum flor, selenyum gibi mineraller ve A B1 B2, B12,D ,E,K , Folik asit vitaminleri açısından iyi bir kaynaktır Bunun yanı sıra kefir, düşük laktik asit (%0.8-1.0) içermektedir. Laktik asit, fermantasyon aşamasında oluşmaktadır. Kefirin fermantasyonu sırasında, sütteki laktozun %30’u bakteriyel β-galaktosidaz enzimi ile hidrolize edilerek glukoz ve galaktoza dönüştürülür. Oluşan glukoz da, kefir bakterileri tarafından laktik, aside dönüştürülür Ayrıca kefir; Lizin , Löysin, İzolöysin , Metionin sistein , Fenilalanin ,tirozin , triptofan valin vb esansiyel amino asitlerden zengindir.
-
Günümüzdeki kefir sağlıklı beslenme ve çeşitli hastalıklar ve kanser başta olmak üzere , fermente süt ürünü , probiyotik ve fonksiyonel ürün olarak kullanılmaktadır . Kefir her yaş grubu için kullanıma uygun bir fermente içecektir. Bugün yapılan çalışmalarda kefir 80 yaş üzerinin sağlıklı yaşam anahtarı olarak tanımlanmaktadır. Kefir sade , naneli , dereotlu , meyve ile zenginleştirilerek tüketilmesinin yanı sıra , çeşitli çorba, kek ve yemeklerde kullanılmaktadır. Düzenli alarak günde 500 ml kefiri 6 ay süreyle tüketen bireylerde organizmayı gençleştirici ,Karaciğer , safra , böbrek , kan dolaşımı kalp sağlığı ve kireçlenme üzerine çok önemli faydalar sağladığını belirtmiştir.